Kuruluş Amacımız
ABD başkanı Barack Obama 2013’de Beyin Girişimi’ni halka tanıtmaya başlarken insan genom projesine harcadığımız her bir dolara karşılık 140 dolar kazandık diyordu. Bu veriye dayanarak da ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün beyin girişimi projesine 2014’de harcayacağı 46 milyon doların ve 2015’de harcayacağı 85 milyon doların ekonomiye uzun vadeli getirisinin çok daha yüksek olacağını öngörüyordu. Peki, neydi beyin girişimi tam olarak ve ABD başkanı bu konuya neden bu kadar yüksek bir bütçe ayırıyordu ?
Beynimiz bilgi işleyen büyük bir bilgisayara benzetilebilir. Ancak şu anda var olan bilgisayarların kapasitesinin çok üstünde işler yapabilmektedir. Temel olarak beynimiz 100 milyar nörondan oluşmaktadır ve bu nöronlar kendi aralarında 100 trilyon bağlantı yapmaktadır. Bütün bu sistemi günümüz bilgisayar teknolojisiyle kurmaya kalksaydık ortaya çıkacak makina bir futbol sahası büyüklüğünde olurdu. Oysa beynimiz aynı işi çok efektif biçimde yapan ve kafatasımızın içine sığan bir organdır. Bizim duygu, düşünce, fikir, his dediğimiz kavramların gizi de bu nöronlarda ve nöronların kendi aralarında kurduğu bağlantılarda saklıdır.
Beynin yapısıyla ilgili bugün bildiğimiz şeyler çoğunlukla 20. yüzyılda keşfedilmiştir. Özellikle 1924’de Hans Berger’in elektroansefalografi teknolojisini hayata geçirmesi ve 70’lerde ve 80’lerde tomografi ve manyetik rezonans gibi teknolojik yeniliklerin kullanıma girmesi en önemli kilometre taşları olarak sayılabilir. Bu gelişmelerin etkisi sadece beyin yapısı ve hastalıkların oluş mekanizmasını anlama olmamıştır aynı zamanda yeni tedavi yöntemlerinin de gelişmesine yol açmışlardır. Keşfedilen yöntemler hastaların hayat kalitesinde önemli değişiklikler yaratmış olmasına karşın halen gidilmesi gereken çok fazla yol vardır. Örneğin Alzheimer ve Parkinson gibi özellikle yaşlanan nüfusu etkileyen hastalıkların hala kesin tedavileri yoktur. Ayrıca şizofreni gibi psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan etkin ilaçlar olmasına karşın bu tedavilerin daha fazla geliştirilmeye ihtiyacı vardır. Bütün bu veriler beyin hastalıkları üzerine çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Bu araştırmaların da ilk adımı beynin yapısını daha iyi anlamak olacaktır.
İşte başkan Obama’nın başlattığı beyin girişimi de temel olarak beynin ve nöronların işleyişini anlamak için yenilikçi teknolojinin kullanılmasını ve bu yolla beyni etkileyen şizofreni, Alzheimer, Parkinson, depresyon gibi hastalıkların daha iyi anlaşılmasını hedeflemektedir. Bu amaçla beyin araştırmalarını desteklemek için büyük bir fon ayrılmasına karar verilmiştir. Başkan Obama konuşmalarında bu girişimin ABD için iki önemli faydası olacağını ifade etmektedir. Birinci fayda beynin daha iyi anlaşılmasıyla hastaların daha etkin tedavi edilmesi olacaktır. İkinci fayda ise stratejiktir. Nitekim başkan Obama bu araştırmalardan çıkacak keşiflerin ekonomiye ciddi katkı yapacağını, yeni iş sahalarının açılmasına neden olacağını ve bu yolla girişimin sadece nörolojik veya psikiyatrik hastalığı olanları değil bütün ABD halkını etkileyeceğini düşünmektedir.
Türk-Amerikan Nöropsikiyatri Derneği’nin genel amacı nöropsikiyatri alanında Türkiye’li ve Amerikalı bilim insanlarının hem klinik hem de araştırma açısından işbirliğini geliştirmektir. Özel olarak belirtmek gerekirse dernek, Başkan Obama’nın beyin girişimi ile hız verdiği beyin araştırmalarının gelişmesine katkıda bulunmayı, Türk ve Amerikalı araştırmacıları beyin araştırmaları yapmak üzere teşvik etmeyi, ortak proje hazırlanmasını ve iki ülke bilim insanlarının ortak fon başvurusu yapmasını kolaylaştırmayı, iki ülkede nöropsikiyatri alanında çalışan kişilerin bilgi paylaşımını kolaylaştırmak üzere etkinlikler düzenlemeyi ve nöropsikiyatri alanında uluslararası etkinliklerde bilgilendirme faaliyetlerini gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.